16 Eylül 2014 Salı

İSTANBUL HATIRASI

Kitap okumayı severim, en büyük hobimdir diye tutulmazdım yıllardır. Son zamanlarda kitapların yerini teknolojik aletler alsa da sayfanın kokusunu seven, kelimelerin gücünü bilenlerdenim. Uzun zamandır bir kitabı alıp diğerini bırakıyordum elimden. Daha doğrusu beni çekene pek rastlamamıştım. Fakat Ahmet Ümit'in İstanbul Hatırası öyle değil. İsime bakıp yanılabilirsiniz belki. Kim bilir bir aile dramı veya boğuk bir İstanbul senfonisi sanabilirdiniz. Ama öyle değil. Baş komiser Nevzat ve arkadaşlarıyla çıktığınız bu polisiye yolculukta size oturduğunuz salon, odanızdan açılan pencere, işe gidiş geliş yolunuz, kısacası İstanbul kapılarını açıyor. Mehmet Akif'in İstiklal Marşı'nda tasvir ettiği gibi; ''Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı!'' dizeleri aklınıza kazınıyor bir nevi. İçinde yaşadığın şehre, İstanbul'a aşık oluyorsun. Yıllarca Fatih'te oturup her gün önünden geçtiğim Kıztaşı'nın değerini bile bilmezdim. Dersaneye gittiğim dönem 1 sene boyunca gözümün önünde olan Çemberlitaş'ı görmezdim. Sultanahmet'in tek farkı 6 minaresi, Ayasofya'nın tek ayrıcalığını heybeti sanırdım. Ta ki İstanbul Hatırası'nı okuyuncaya kadar. 560 sayfada kafanıza vura vura sizi hem maceraya sürüklüyor, hem de İstanbul'un tarihi güzelliklerini anlatıyor. Hala geç kalmış sayılmazsınız okumak için... Bense planlarımı çoktan yaptım. En yakın zamanda uzak diyarlara gitmek değil amacım. Burnumun dibindeki güzellikleri daha yakından görmek ve anlayabilmek için günleri sayıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder